MELİHA SÖZERİ
"body - the present flowing into the past"
"gövde geçmişe akan şimdi"
ANNA LAUDEL Contemporary, İstanbul
28 Eylül 2017
performans & konsept & koreografi
Sernaz Demirel & Tan Temel
Tasarım
Meliha Sözeri
ses tasarım & müzik
Arda Eden
kostüm tasarım
Miray Akar Eşiyok
tasarım asistanları
Özcan Anayurt, Esin Erdem
GÖVDE - GEÇMİŞE AKAN ŞİMDİ
İçeride duyulan patırtılar, bir kargaşanın, ayaklanmanın mekânsal örgütlenmesidir. Ses, kavramın bütünleyicisi olarak bir ritim içerisinde hareket etmektedir. Ses kasıtlı bir şekilde yeniden üretilir. Doğa belirli bir ritimde titrer ve anlam kazanır. Beden, yazı, ses, gösterge, yüzey, resim, heykel, bakış ve mekan arasında belirli bir gidiş-geliş arasında hareket eder. Şimdinin yüzey katmanlarından aşağılara inilir
Zaman içerisinde
Dikeyde bir yarık açılır
Boşluk
Burada karanlığı yansıyan
Ardından duyulanın hareketidir geçmiş
Geçmişin hafızası yarığın içerisinden geçerek şimdi ve burada yansır. Kesintisiz devam eden mekan akışkandır. Eril ve dişil olan, bu akışkan mekanda devinir.
sıvı, toprak, zemin, şimdi, yüzey, katı, metal, iz, burada, uçucu, gövde, atık, ses, bağ, iz, tekrar.
sıvı, toprak, zemin, şimdi, yüzey, katı, metal, iz, burada, uçucu, gövde, atık, ses, bağ, iz.
sıvı, toprak, zemin, şimdi, yüzey, katı, metal, iz, burada, uçucu, gövde, atık, ses, bağ.
sıvı, toprak, zemin, şimdi, yüzey, katı, metal, iz, burada, uçucu, gövde, atık, ses.
sıvı, toprak, zemin, şimdi, yüzey, katı, metal, iz, burada, uçucu, gövde, atık.
sıvı, toprak, zemin, şimdi, yüzey, katı, metal, iz, burada, uçucu, gövde.
sıvı, toprak, zemin, şimdi, yüzey, katı, metal, iz, burada, uçucu.
sıvı, toprak, zemin, şimdi, yüzey, katı, metal, iz, burada.
sıvı, toprak, zemin, şimdi, yüzey, katı, metal, iz.
sıvı, toprak, zemin, şimdi, yüzey, katı, metal.
sıvı, toprak, zemin, şimdi, yüzey, katı.
sıvı, toprak, zemin, şimdi, yüzey.
sıvı, toprak, zemin, şimdi.
sıvı, toprak, zemin.
sıvı, toprak.
“public is the power of in excess of one who blurs the order of police.”
“A man is infinitely more than a man”
Me, always a less more; me always a little more than me; me, always one
less, always one more... In fact I’m only more, only into more. There finally, Iam no more me, infinitely more than me.
Me, always a less more an actor; me, a hospitable person as if there is no
one at home. I am quite empty. There are hundreds of faces beneath this
mask. One would be offended if I choose the other. My looks are me. Men,
animals and the nature, each one is my external organs.
Me, always a less more speedy, so speedy that passers by think I’m just
standing on the side of the road. Me, always a less more speedy so speedy
that my every leap stops the roads, stops the clocks.
Me, always too beautiful and too ugly. Me, resemble nothing. My
shapeless body; branched, droopy, fluid, riddled, blurred, dirty, callous... only
to please ladies and gentlmen I can’t wear a uniform. My power is ingenuity
of my measureless grace.
Me, both too good and too bad, though not yet banished from heaven.
Before the first sin and right after the last judgment... I’m illegal, unlawful,
invalid but never a criminal.
It’s all a rant. But me, always a little talkative. I talk too much, way too
much, in spite of the authority of the shut mouth. I talk so much my voice
won’t fit into any language. People leave their work when they hear my
voice, go on vacation, get naked, run into the streets; anyone hearing my
voice says “It’s just like mine!”. For I’m as mute as nature is.
Me, always a little alone. Could we get so crowded if I weren’t alone? We
would be one if I weren’t by myself. Now we’re millions. I’m always many,
always crowded. This is why I’m more than me. When my hand touches, my
tongue twists, my mind slides, my eye sees, when I fall in love, when I rebel,
when I leave... I become infinitely more. I’m timeless, I have an end and I’m
endless. I can’t be counted, I’m useless, worthless, can’t be evaluated. For
this I can’t be bought or sold, I haven’t been in circulation for long. I’m the
arithmetic of the uncountables, share of the shareless, sole condition to
the equality and freedom of the talking creatures. Once said one: “Public is
always more than itself and less than itself.”
Ezgi BAKÇAY
"MAP 2014 / MAMUT ART PROJECT "
2014
İstanbul, Turkey
"confrontation" / "yüzleşme"
Gölcük, Turkey / Gölcük, Türkiye
we pulled down the walls that we built between us and 17 august 1999 / 17 ağustos 1999'la aramıza ördüğümüz duvarları... yüzleşebilmek için yıktık.
(17 august 1999 earthquake) / 17 ağustos 1999 depremi
project / proje: confrontation / yüzleşme
date / tarih: 17 august 2009 / 17 ağustos 2009
place / yer: Kavaklı Mendirek, Gölcük
coordinating / koordinasyon: TMMOB chamber of architects, committee of disaster, Kocaeli / TMMOB Mimarlar Odası Afet Komitesi ve Kocaeli Şubesi
artists / sanatçılar:
Işık Özçelik (sculptor / heykeltıraş)
Meliha Sözeri (sculptor /heykeltıraş)
Ezgi Bakçay Çolak (sanat kuramcısı)
Uğur Çolak (photographer / fotoğraf sanatçısı)
Evren Erol (sculptor / heykeltıraş)
Serkan Yüksel (sculptor /heykeltıraş)
Gökçe Türkmen (creative drama /yaratıcı drama)
Selim Erhan (musician / müzisyen)...